Yazılım Geliştirmede SOLID Prensipleri: Esneklik ve Sürdürülebilirlik İçin Temel İlkeler

yazı resmi

Yazılım geliştirme dünyasında, kodun esnek, sürdürülebilir ve genişletilebilir olması büyük önem taşır. Bu hedeflere ulaşmada yardımcı olan SOLID prensipleri, yazılım mühendisliğinde önemli bir rol oynar. Bu makalede, SOLID prensiplerinin ne olduğunu, nasıl kullanıldığını ve neden önemli olduğunu keşfedeceğiz.

SOLID Prensipleri Nedir?

SOLID, yazılım tasarımının temel ilkelerini ifade eden bir kısaltmadır. Her bir harf, farklı bir prensibi temsil eder:

  • S: Tek Sorumluluk İlkesi (Single Responsibility Principle)
  • O: Açık/Kapalı İlkesi (Open/Closed Principle)
  • L: Liskov Yerine Geçme İlkesi (Liskov Substitution Principle)
  • I: Arayüz Ayırma İlkesi (Interface Segregation Principle)
  • D: Bağımlılıkları Tersine Çevirme İlkesi (Dependency Inversion Principle)

SOLID Prensiplerinin Önemi

SOLID prensipleri, yazılımın esnekliğini, sürdürülebilirliğini ve genişletilebilirliğini artırmak için tasarlanmıştır. İşte SOLID prensiplerinin sağladığı bazı önemli faydalar:

  1. Esneklik: SOLID prensipleri, kodun değişikliklere kolayca adapte edilebilmesini sağlar. Her bir prensip, kodun belli bir sorumluluğa odaklanmasını ve bu sorumluluğun dışındaki değişikliklerden etkilenmemesini sağlar.
  2. Sürdürülebilirlik: SOLID prensipleri, kodun daha okunabilir, anlaşılır ve sürdürülebilir olmasını sağlar. Her bir prensip, kodun bölümlere ayrılmasını ve her bir bölümün kendi sorumluluğuna odaklanmasını teşvik eder.
  3. Genişletilebilirlik: SOLID prensipleri, yeni gereksinimler doğduğunda kodun kolayca genişletilebilmesini sağlar. Her bir prensip, kodun kapalı olup değişikliklere kapalı olmasını, ancak yeni özellikler eklemek için açık olmasını sağlar.

SOLID Prensiplerinin Uygulanması

SOLID prensiplerini uygulamak için aşağıdaki yöntemleri kullanabilirsiniz:

1- S (Tek Sorumluluk İlkesi)

Tek Sorumluluk İlkesi şunu belirtir: Bir sınıf ya da fonksiyonlar yalnızca tek bir görevle sorumlu olmalıdır. Bu şekilde kodun bakımının daha kolay olduğunu sağlar ve hata ayıklama sürecini basitleştirir.

Örneğin, müşterilerin bilgilerini içeren bir veritabanının yönetildiği örnek düşünelim. Ayrıntılara girip bu müşterilere siparişler eklemeye çalışan aynı sınıf veya fonksiyonun var olması iyi değildir; bunun yerine farklı sorumlulukları olan farklı sınıfları kullanmayı tercih etmek daha iyidir.

2- O (Açık/Kapalılık İlkesi)

Açık/Kapalılık İlkesi, bir yazılım parçası üzerinde değişiklik yapmadan ek işlevsellik sağlamak için tasarlanmıştır. Bunun anlamı, kodu genişletilebilir ve yeniden kullanılabilir hale getirmektir.

Örneğin, mevcut bir sınıfın özelliklerini değiştirmeden yeni özellikleri eklemek istiyoruz diyelim. Bu durumda açık/kapalı prensibi uygulayarak yeni özelliğimizi yeni bir arayüzle tanımlayabiliriz ve bu şekilde var olan kodu hiç etkilemeden gereksinimleri karşılayacak bir çözüm üretebiliriz.

3- L (Liskov’un Yerine Geçme Prensipleri)

Liskov’un Yerine Geçme Prensipleri (The Liskov Substitution Principle), alt sınıflarının üst sınıfların yerine geçebilmesini sağlar. Bu prensip, alt sınıf nesnelerinin temel sınıftaki tüm davranışları aynen sergilediğinden emin olmak için tasarlanmıştır.

Bu kavrama en iyi şekilde örnek vermek gerekirse, hayvanlar dünyasındaki adeta canlıların soyut modellerini belirttiği söylenebilir. Örneğin: Kuş – Hayvan; Köpek – Hayvan gibi…

4- I (Arayüz Ayrım İlkesi)

Bazı fonksiyonelliklerin kullanılması amaçlı interfaceler kullanıyoruz. Bir interface’in sorumluluğu yalnızca programlama kodlamasına odaklanmalıdır.

Örneğin, bir müşteriye özel siparişleri listeleme ve piyasada bulunan için siparişi kaydetme işlemleri gerçekleştirmek istiyoruz. Bu durumda farklı müşteriler için iki ayrı arayüz tanımlamak daha mantıklı olacaktır: Sipariş Listeleme Arayüzü ve Sipariş Kaydetme Arayüzü.

5-D (Bağımlılıkların Ters Çevrilmesi İlkesi)

Bağımlılıkların Ters Çevrilmesi İlkesini uygularken genellikle “yüksek seviyeli modül den düşük seviyeli modül” şeklinde düşünmekteyiz.

Yani; üst sınıftaki değişimler alt sınıflarda bir etmenmiş gibi algılansın bu prensiple beraber uygun veri yapısı tasarımlarıyla uzun süreli elemanları değiştirmeden yeniden yazım yapılabilmektedir.

Sonuç: SOLID prensipleri, yazılım geliştirme sürecinde esneklik, sürdürülebilirlik ve genişletilebilirlik sağlar. Her bir prensip, kodun belirli bir sorumluluğa odaklanmasını, değişikliklere kapalı olmasını ve yeni gereksinimlere kolayca uyum sağlamasını hedefler. SOLID prensiplerini uygulamak, daha kaliteli, okunabilir ve sürdürülebilir bir kod tabanı oluşturmanıza yardımcı olur.